Ressam Mevlut Akyıldız, yıllardır çalıştığı camaltı resimlerden oluşturduğu seçkiyi bir kitapta topladı. Kitapta sanatçının 150 eseri yer alıyor

Yasemin Bay

“Kemaliye Aksöğüt köyünde, 1978 yılında, Hacıağagil’in tandır evinin yıkıntıları arasında bulduğum camaltı kahve tepsisi ile başladı benim camaltı resim serüvenim” diyen ressam Mevlut Akyıldız, o günden bu yana gerçekleştirdiği camaltı resimleri bir kitap altında topladı. 150′den fazla camaltı resminin bulunduğu kitap, Akyıldız’ın sanatıyla ilgili ipuçları sunmasının yanı sıra unutulmaya yüz tutmuş bir sanata dair kaynak oluşturması açısından da önemli.

Eserlerinde mizah var
Mevlut Akyıldız, camaltı resmine ilk başladığı dönemde camaltı geleneğinden habersiz olduğunu itiraf ediyor:
“Camaltı resmi, benim serüvenime çok denk düştüğü için heykel ve resim çalışmalarımın yanı sıra devam ediyor. Camaltına ilgim arttıkça onu tanımaya başladım. Fakat geleneği sürdüreyim gibi bir endişem olmadı. Ben sadece bu geleneğin teknik kısmını aldım. Gelenekle kurulacak tek bağ, o resimlerdeki halk inanışlarının, tılsımların, deyimlerin benim resmimde de var olması.”
Geleneksel bir sanatı, çağdaş bir anlatım diliyle sunan, daima insanı konu alan Akyıldız’ın eserlerinde ironik bir yan, mizah görüyoruz. Masalsı bir havaya sahip camaltı resimleri bir yanıyla hafif hafif gülümsetmeyi de ihmal etmiyor. Bugüne kadar yaklaşık 450 camaltı resmi yapan Akyıldız, “İronik bir şekilde resmediyorum” diyor ve ekliyor:
“Eserlerimdeki mizah, biraz da benim hayata bakışımla bağlantılı. Melankolik bir adam olsaydım daha depresif olacaktı yaptıklarım belki.”

Eski ustalardan farklı
Sanatçı, kitabın ortaya çıkışıyla birlikte, geçmişe dönüp bakarak kendi kendini adlandırabildiğini söylüyor. Akyıldız’ın tabiriyle kitap sayesinde “belli bir dünya ortaya çıkıyor”. Mevlut Akyıldız’ın dünyası…
Kitapta sanatçının hemen hemen her dönemine ait çalışmalar yer alıyor. Tabii ki camaltı resminin pırıltısını, ışıltısını kitapta yakalayabilmek çok zor. Akyıldız bunun bilincinde: “Kitabın en büyük dezavantajı bu oldu. Camaltı resmi aslında kendini kitapta çok fazla sunamıyor. Fakat kitaba baktığınız zaman üç aşağı beş yukarı bir ressamın, sanatçının hayata bakış tavrı görünüyor. Okuyucuya yıllarımı sunuyorum. Geçmişte yaptığım her şeyin hesabını veriyorum. Yoksa salt camaltı resmini belgeleyen, gösteren bir kitap değil.”
Akyıldız, tekniğini ise şöyle anlatıyor:
“Eski ustaların belirli kalıpları var, Şahmaran gibi, onları vuruyorlar cama, sonra düz bir boyamayla bitiriyorlar. Ben desenimi çiziyorum ve tersten boyuyorum. İlk sürdüğünüz boya camın en önünde kalıyor, en son sürdüğünüz ise en arkada. Ve her şeyi ters olarak yapıyorsunuz.
Eski ustalar resmi yapıp normal bir çerçeveye koyuyorlarmış. Benim çerçevelerimse çok özenli. Çünkü bir resmi oluştururken çerçeveyi de düşünüyorum. Çerçeveye baktığımda o resmi görmeliyim.”
Bu arada sanatçının 2004 yılından beri Kızkulesi’nde sergilenen camaltı resimlerinin 29 Şubat 2006 tarihine kadar görülebileceğini de belirtelim.

CAMALTI RESMİ NEDİR?

Camaltı resmi, camın arka yüzeyine toz boya, guvaş, akrilik ya da yağlıboya ile yapılan ve Antik çağdan beri uygulanan bir resim geleneği. Türkiye’de, 18. yüzyılda camın kullanıma girmesiyle birlikte uygulanmaya başlanmış. Karakteristik bir halk sanatı olan camaltı resmi, tekniği zor bir sanat olarak tanımlanıyor.

Kaynak: http://www.milliyet.com/2005/12/16/guncel/gun07.html