Madencilik sürerse Fırat maviyi unutur
Tıbbi Jeoloji Uzmanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Eşref Atabey, Divriği’deki madencilik faaliyetleri nedeniyle Fırat Nehri’nin kızıl aktığını belirterek Fırat’ın mavi akamayabileceğini söyledi.
Özer AKDEMİR
Temmuz ayının ilk haftasından itibaren Fırat Nehri’nin Erzincan Kemaliye’den geçen kısmı kızıla çalan bir renkte akmaya başladı. Yaşar Kemal’in “Fırat suyu kan akıyor baksana” adlı romanındaki rengi alan nehrin rengindeki bu olağanüstü değişim tam da UNESCO Dünya Miras geçici listesindeki Kemaliye (Eğin) ilçe merkezinde 1-4 Temmuz tarihleri arasında yapılan Uluslararası Kemaliye Kültür ve Doğa Sporları şenliğine denk geldi.
Kirlilik yüzünden su sporları yapılamazken, bölgede yıllarca jeolojik araştırmalar yapan Tıbbi Jeoloji Uzmanı Jeoloji Yüksek Mühendisi Eşref Atabey, nehrin rengindeki bu kızıllığın Divriği’de işletilen demir madeni ocağından kaynaklandığı görüşünde. Atabey, ilerleyen günlerde nehri daha büyük tehlikelerin beklediğini dile getirdi.
‘FIRAT GİDEREK KIZILA DÖNÜŞECEK’
Türkiye ve Ortadoğu’nun en önemli akarsuyu olan Fırat Nehri’nin geçtiği Türkiye, Suriye ve Irak’taki kentlere hayat verdiğini belirten Atabey, Fırat’ın suyunun artık mavi akmayacağını ileri sürdü. Atabey şunları söyledi; “Fırat giderek kızıla, kırmızı, sarı, kahverengiye dönüşecek. Fırat Nehri’nin kenarında adeta saklı bir güzellik olan Erzincan Kemaliye ilçesi UNESCO Dünya Miras geçici listesinde. Tarihi ve doğal güzellikleri ile öne çıkan Kemaliye’nin listede yer almasını sağlayan en önemli unsurlardan biri 13 kilometre uzunluğa sahip Karanlık Kanyondur. Ancak Kemaliye’yi özel kılan UNESCO listesinde yer almasını sağlayan Karasu Nehri artık mavi akmayacak” dedi.
‘NEHRE BU RENGİ DEMİR MADENLERİ VERİYOR’
Nehrin bu kızıl rengine Divriği’de işletilen demir madeni ocaklarındaki toz boyutundaki ince malzemenin şiddetli yağmurla dere ve nehre taşınmasının yol açtığını dile getiren Atabey, “En önemli kirletici ise Çaltı Çayı kıyısındaki demir madeni atık havuzundan doğrudan deşarjla olduğu bilinmektedir. Nehrin kırmızı, sarı, turuncu renkli olması demir madeni cevher minerallerinden hematit ve limonitten kaynaklanmaktadır. Hematit kırmızı, limonit minerali ise sarı renk verir ve boyacılıkta da kullanılmaktadır. Dolayısıyla geçtiğimiz günlerde Çaltı Çayı ve Karasu Nehri’nde sudaki kırmızı renk değişikliği Divriği’deki demir ocaklarından kaynaklı olmuştur” dedi.
‘BU DURUMU DEFALARCA GÖRDÜM’
Karasu Nehri’nin Divriği’den katılan kolu olan Çaltı Çayı suyunun kırmızı/sarı bir renge dönüştürdüğünü ve bu kirlenmiş suyun Karasu Nehri’ne oradan da Fırat Nehri’ne Keban Barajına ulaştığını defalarca gördüğünü belirten Atabey, “Kemaliye ilçesi Gözaydın’da da demir ocağı faaliyettedir. Gümüşçeşme’de terk edilmiş demir ocağı vardır. Karakoçlu köyü ile Sarıçiçek Yaylası’nda da demir için ruhsatlar verilmiştir. Şu anda Divriği demir madeninden kaynaklı Karasu Nehri kızıl/sarı renginin tonu, ileride Kemaliye çevresindeki demir madenlerinin faaliyetleriyle daha da koyu renge dönüşecektir” uyarısında bulundu.
‘NEHİRDE CANLI YAŞAMI SONA ERECEK!’
Demir madenlerinden kaynaklı suda asılı bu kırmızı malzemelerin nehir suyunun ışık almasını engelleyeceğine dikkat çeken Atabey, bu durumda ise suyun oksijensiz hale geleceği ve canlı yaşamının sona ereceği öngörüsünde bulundu. Atabey, “Bu malzeme balıkların solungaçlarına yapışarak topluca ölmelerine neden olacaktır. Nehre karışan bu kızıl/kırmızı/sarı renkli demirli atık içerisinde arsenik, demir, antimon, kurşun, bakır, çinko, molibden, bizmut gibi ağır metaller de bulunmaktadır. Bu metaller sudaki canlı yaşamını etkileyecektir. Ayrıca Divriği demir madeni cevheri yan kayaçlarda asbest de bulunabilmektedir. Nehre karışan bu malzeme içinde asbest liflerinin havaya karışma olasılığı bulunmaktadır” dedi.
Atabey, Kemaliye’de madencilikten kaynaklı kirliliğin boyutlarının, insan sağlığı, canlı varlığı, ekosistem, sucul yaşama etkisi, toprağa, turizme, ekonomiye vereceği zararların ileriki yıllarda ağır bir şekilde görüleceğini ifade etti.